Türkiye siyasetinde dönüm noktası olarak nitelendirilebilecek bir seçim yaşadık. CHP, ittifaksız olarak yerel seçimlere girdi ve 1977 seçimlerinden sonra ilk defa birinci parti konumuna yükselerek tarihi bir zafer elde etti. Bu zafer, AKP’nin 22 yıllık iktidarında ilk kez bu kadar ağır bir yenilgi almasıyla daha da anlam kazandı.
Değişimin Öncüleri
Başarının ardındaki en büyük pay ise; İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in parti içi deneyimini en iyi şekilde seçim kampanyasına yansıtması ve sahaya aktarması, İmamoğlu’yla uyumlu bir şekilde çalışması oldu. Her ikisi de bu seçimde çok iyi eküri oldular diyebilirim.
Özellikle İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in liderliğindeki ekip, seçim kampanyasında büyük bir başarı elde etti. Sahaya inmek, insanlarla doğrudan temas kurmak ve onların taleplerini anlamak, CHP’nin bu zaferinde kritik bir rol oynadı. Siyaset, sağlam örgütlenmeyle gerçekleşir. Ancak sahaya indiğinizde, stratejilerinizin esnek olması ve hızlıca uyum sağlayabilmeniz gerekir. CHP, bu noktada çok başarılı bir performans sergiledi ve değişimin önünü açtı.
Parti içindeki değişim öncesi yaşanan alışılagelmiş yenilginin yarattığı hayal kırıklığı, muhalif seçmende yaygın bir umutsuzluğa neden oluyordu. Ancak CHP’nin yenilenen kadrosu, genç ve vizyon sahibi adaylarıyla umutları yeniden canlandırdı. Kadınların daha fazla temsil edilmesi de, Türkiye’nin geleceği açısından büyük bir önem taşımaktadır. CHP’nin yeniden canlandığı tarih hiç kuşkusuz 8 Ekim 2023 tarihidir.
Zaferin Temelleri: Sahada Stratejik Başarılar
Altı ay önce ittifaklara rağmen seçimleri kazanamayan CHP’nin, demek ki ittifaksız da seçim kazanabilmesi mümkünmüş. Bundan sonra seçimlerde de ittifaka gerek olmadığı anlaşılıyor. CHP, kendi öz değerleriyle, altı ok prensibiyle, kendi öz profiliyle seçime girerse kazanabiliyormuş.
CHP’nin bu zaferi, sadece bir seçim zaferi değil, aynı zamanda demokrasiye olan inancın ve umudun bir zaferidir. Bu başarı, sadece CHP’yi değil, aynı zamanda toplumun geniş kesimlerini motive etmiş ve harekete geçirmiştir.
CHP 17 bakanın, havuz medyasının, kumpasların, sahte broşürlerin ve parti içindeki değişime karşı çıkan art niyetli kişilerin olumsuz beklentilerine rağmen bu seçimi güçlü bir mantık, sabır ve cesaretle kazanmayı başarmıştır. Yeni belediye başkanlarının siyasi etik sahibi, eğitimli ve deneyimli bir ekip ile hatasız, ranttan uzak, halkçı bir belediye anlayışıyla hareket etmeleri önemlidir. Bu bağlamda İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adeta bir kontrolör gibi hareket etmesi gerekmektedir. Zira belediyelerde yaşanan her türlü aksaklık, noksanlık ya da CHP’nin imajına yansıyan her türlü olumsuzlukAKP için bir fırsat olacak ve yeni kumpasların oluşmasına neden olabilecektir.
Dünya genelinde başarısızlığa uğramış otokratik iktidarların sıkça başvurduğu bir taktik, kaos ortamı yaratmaktır. Geçmiş siyasi tecrübelere bakıldığında, CHP’nin başarılı olduğu dönemlerde dış ve iç kaynaklı çeşitli kaoslar çıkarılmış ve bu durumun olumsuz sonuçları CHP’nin imajına zarar vermiştir. Bu sebeple, CHP’nin lider kadrosunun bu başarıyı devam ettirebilmesi ve kalıcı hale getirebilmesi için son derece dikkatli olması gerekmektedir.
Halk, AKP’nin “İmamoğlu, İstanbul’a bir çivi bile çakmadı” sözüne inanmamıştır. Önemli olanın çivi çakmak değil, makyaj yapmak değil, geçim olduğunu anlamıştır. Bu anlamda, CHP’nin askıda fatura, halk süt, kreşler, kent lokantaları gibi halka odaklı projelerini daha çok önemsemiş ve oyunu bu yönde kullanmıştır.
AKP’nin yenilgisinde etkili olanlar ise; CHP’nin projelerine inanan, CHP’yi umut ışığı ve bir kurtarıcı olarak gören emekliler, atanamayan öğretmenler, her gün öldürülen-şiddete maruz kalan kadınlar, işsiz gençler, işçiler, etnik kimliklerinden dolayı dışlananlar, Toki mağdurları, ezilenler, yoksullar, doğaseverler ve hayvanseverler olmuştur.
CHP, 31 Mart 2024 tarihinde başlattığı yürüyüşle tüzüğünde de yer alan topluma demokrasi, eşitlik ve adaleti sunarak sosyal-halkçı belediyecilik anlayışını yeni kazandığı belediyelerle birlikte hayata geçirerek 2028 seçimlerine doğru ilerlemenin adımlarını atmıştır.
Alkışlarımla,
Nil Yurda
