Değişim yolunda umutla adım attığımız seçim sürecinde, Adalar’da da büyük değişimlerin olacağını düşünerek meclis üyesi aday adayı oldum. Ancak CV’me güvenerek ve partinin eğitimli, kültürlü, donanımlı kadın adaylara fırsat tanıyacağına inanarak bu kararı almıştım.
Adalar anketleri sonucunda tanınırlık ve tercih edilen adaylar belirlendi. Ancak sonuçlarla uyumlu olarak değil, başka etkenlerin rol oynadığı görülüyor. Söylentilere göre Ercan Akpolat’ın seçilmesinde parti dışı etkenler belirleyici olmuş.
Eğitim ve Siyaset
Haliç’te aday tanıtım toplantısını basın bölümünden izledim. Diğer adayların eğitim durumlarına dair bilgiler verilirken, Ercan Bey’in geçmişi hakkında yeterli bilgi sunulmadı. Bu durum, özellikle büyükşehirlerde siyasette donanımın ve eğitimin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Meclis üyesi aday adaylarının içinde tek proje dosyası hazırlayan kişi olmama rağmen, seçilen adaylar arasında yer almadım. Ayrıca hazırladığım projelerin gerçekleşmesinin seçilecek adaya bağlı olduğunu da röportajlarda belirttim. İl Başkanımıza “Ercan Bey aday olursa meclis üyesi olmak istemediğimi ve hatta seçimi kazanması durumunda Adalar Belediyesi’nde dahi çalışmak istemediğimi” belirttim. Ne yazık ki hazırlanan meclis üyesi listelerinde ilkokul mezunları, üniversite mezunlarını geçti diyebilirim.
Bundan 1 ay önce “Eğer, Ercan Akpolat’ı seçerseniz emin olun beni listeye almayacaktır. Çünkü eğitimliyim, yabancı üniversitelerden sertifikalarım var, vizyonerim ve siyasi etiğe sahibim.” demiştim. Üstelik bizimle mülakat yapan İl Başkan Yardımcısı ise 2009 yılında AKP’den meclis üyesi adayı olmuş, ilkokul mezunu biriydi ve kendimi bir anda politik kara mizah yaparken buldum.
Devşirme partili birine oy uğruna böylesi önemli görevler veriliyorsa, bizim de önemli görevler almamız için AKP kökenli olmamız mı gerekiyor?
Eğitim ve donanımın önemine vurgu yaparak, siyasetin sadece bilgi ve birikimle değil, aynı zamanda etik değerlerle de yönetilmesi gerektiğini belirtiyorum.
Kısacası, siyasetteki deneyimimin ilk ve sonuncusu olmasına rağmen, Adalar’da eğitimli ve donanımlı kişilere fırsat verilmemesi ve liyakatten uzak bazı ilişkilerin belirleyici olması gibi sorunlarla karşılaştım.
İnanın, meclis üyesi listesinde bana yer verilmemiş olmasını takmıyorum bile aksine adayın belli olmasından sonra listede olmak istemedim, benim üzüldüğüm şu; keşke Adalar’ın adayı da diğer ilçelerin adayları gibi vizyoner biri olsaydı.
Bu eleştirimin partinin zararına değil aksine yararına olduğunu düşünüyorum. Parti ileri gelenlerini de uyardım “Eğer, seçimi kaybedersek bunun sorumlusu adayı seçen kişilerdir.”
(Eğer, yanılırsam ve Adalar’daki seçimi kazanırsak şimdiden herkesten özür dilerim.)
Evet, Adalar’ın başkan adayı vizyoner bir aday olmalıydı ancak oldurulmadı.
Umarım, 1 Nisan Adalar için kötü bir şaka olmaz.
Nil Yurda